2013 yazında yaptığımız
Orta Avrupa turunda, Salzburg, Münih ve Prag’dan sonraki durağımız
Macaristan’ın başkenti Budapeşte oluyor. Tuna Nehri’nin iki yakasına kurulmuş
Budin(batı yakası) ve Peşte(doğu yakası)’nin 1873 yılında birleşmesi ile oluşan
şehir, bir asırdan uzun süre de Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır (1526-1686).
Osmanlı hakimiyetinden sonra Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun iki
başkentinden birisi olan şehir, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Macaristan
Komünist Halk Cumhuriyeti’nin kalbi haline gelmiş. Doğası tarihi kadar
etkileyici şehirde biz de 3 gün geçirdik. Budapeşte’ye yolunuz düşerse bize
göre yapabileceğiniz ve gezebileceğiniz yerlere kısaca değinmeye çalıştım.
Budapeşte’de
Gezilecek Yerler
Parlemento
Binası (Orszaghar)
Tuna sahilinde yer alan
bina, gösterişli, bembeyaz gotik kuleleri ile gündüz bembeyaz ve sakin, gece
ise ışıl ışıl ve gösterişli. Bu arada belirtmeliyim ki Budapeşte ışıklandırması
Avrupa’nın en güzel şehirlerinden kesinlikle.
Gellert
Tepesi
Budapeşte manzarasını
en güzel görebileceğiniz yerlerin başında geliyor. Tepe adını bir rivayete göre
Hristiyanlığı kabul etmek istemeyen Paganların Piskopos Gellert’ı bu tepeden
aşağı bir fıçı içinde atılması ile almış. Tepenin en üst noktasında Budapeşte’nin
1945 yılında Rus Ordusu tarafından kurtarılması anısına devasa Özgürlük Anıtı
bulunmaktadır.
Kraliyet Sarayı
Bir tepenin en uç
noktasında yer alması nedeniyle, oldukça havadar ve güzel bir manzaraya sahip
olan saray oldukça çok turistin geldiği bir çekim merkezi. Bu arada sarayın
içinde yer alan Macar Uluslararası Galerisini de gezebilirsiniz.
Kraliyet Sarayı’nın manzarası gördüğünüz gibi oldukça etkileyicidir. Sarayın önünde istediğiniz gibi fotoğraf çekebileceğiniz bir teras yer almaktadır.
Balıkçılar Burcu
Tuna Nehri’ne tepeden
bakan bir noktada, St.Mathias Kilisesi’nin hemen önünde yer almaktadır. Yapıyı
oluşturan yer alan 7 adet burç, bu topraklara gelen 7 Macar boyunu temsil
etmekteymiş. Oldukça güzel bir manzara sunan burçlarda hoş bir kafe de yer
alıyor. Vaktiniz varsa ve boş masa bulabilirseniz Tuna Nehri manzarasına karşı
oturup bir şeyler için.
Balıkçılar Burcu’nun
hemen arkasında kralların taç giydikleri St.Mathias Kilisesi yer alıyor.
Kilisenin hemen önünde ise Macaristan’ın ilk kralı St.Stephen’in heykeli
bulunuyor. 13 YY’dan kalma kilise Budapeşte’de görebileceğiniz tek girişi
ücretli olan kilise.
Kahramanlar
Meydanı
Budapeşte’ye
geldiğinizde uğramanız gereken yerlerden birisi de Kahramanlar Meydanı’dır.
Macar’ların bu topraklara gelmesinin 1.000’inci yılı anısına 1896 yılında
alanın inşasına başlanmış.
Üstteki resimde de
görebileceğiniz gibi meydan aslında üç parçadan oluşuyor diye biliriz. Meydanın
tam ortasında üzerinde dev bir sütun ve yedi heykelin bulunduğu kaide yer
alıyor. Sütunun en tepesinde Macar Krallığı’nın ilk kralı olan Aziz Stephan’ın
heykeli yer alıyor. Heykelin bir elinde kutsal Macar tacı, diğerinde ise elinde
haç taşıyan Cebrail yer alıyor. Sütunun altında yer alan 7 atlı ise, Macar
prensi ve Macar halkını Karpatlar’a getiren kabile liderleridir.
Kaidenin arkasında ise,
iki çeyrek daire şeklinde 14 adet heykel yer alıyor. Heykeller Macar tarihine
etkisini bırakmış önemli kişilermiş.
Kahramanlar Meydanı’nın
hemen arkasında Kahramanlar Meydanı kadar güzel içinde Buda Kalesi’nin de yer
aldığı bir park yer alıyor. Kahramanlar Meydanı’na kadar gelişken mutlaka
buraya uğrayın. Bu arada hemen belirtelim yazın insanların teknelerle dolaştığı
gölde, kışları ise buz pateni yapılmaktaymış. Parktan bazı resimleri aşağıda
görebilirsiniz.
Zincirli
Köprü (Aslanlı Köprü)
Tuna Nehri üzerinden
Buda ve Peşte’yi ilk defa birbirine bağlayan bu köprünün inşası 1839 yılında
başlamış. Köprünün iki ucunda da ikişer adet aslan heykeli köprüye asıl ününü
veren yapıtlar. Budapeşte’de her şeyde olduğu gibi Zincirli Köprü de geceleyin
çok daha güzel.
Bu arada anlatmadan
geçmek istemem, bu güzel köprüye aslan heykellerini yapan heykeltıraş,
aslanların dilini yapmayı unuttuğu için intihar etmiş.
Duvarlarında Mozart,
Beethoven, Verdi, Tchaikovsky dahil 16 büyük bestekarın heykellerinin süslediği
Opera Binası kesinlikle Budapeşte’de görmeniz gereken yerlerin başında geliyor.
Mümkünse eğer binada
bir konsere gidin ama bizim gibi, sezonun kapalı olduğu bir döneme denk
gelirseniz, bina içinde bir tur düzenleniyor. Hatta 15 dakikalık bir kısa opera
bile sahneleniyor. Mutlaka ama mutlaka gidin. Bu arada Budapeşte’ye turla
gidecek olursanız, operanın kapalı olduğunu söylüyorlarmış, dikkate almayın
lütfen zira dediğimiz gibi açıkJ
Bu arada bir not düşelim; opera binası ilk yapıldığında, Avusturya Macaristan kralı Budapeşte’ye geldiğinde burada bir operaya gelmiş. Operanın güzelliği ve zerafetini görünce ve daha önemlisi Viyana’dakinden çok daha güzel bir salonla karşılaşınca kıskançlığından binayı terk ederek operayı izlememiş.
St.
Stephan Bazilikası
Bembeyaz mimarisi ile
Budapeşte’nin en büyük ve önemli bazilikasıdır. Buda tarafında yer alan
bazilikanın çatısından şehir manzarası da oldukça güzeldir. Eğer şanslı iseniz
kilisede bir konsere denk gelebilirsiniz. Biz gittiğimizde şansımıza vardı,
kilise orgu ile yapılan klasik müzik hoşunuza gidecektir.
II.Dünya
Savaşı Anıtı (Demir Ayakkabılar)
II. Dünya Savaşı
öncesi, Budapeşte Avrupa’da Yahudi nüfusunun en yoğun olduğu şehirlerin başında
geliyormuş. Savaştan önce şehirde yaşayan 250.000 Yahudi’nin %40’ı Nazi
soykırımında öldürülmüş. II. Dünya Savaşı Anıtı da Parlamento Binası’nın hemen
yan tarafında, Tuna Nehri’nin kenarında duruyor. Dikkat etmezseniz veya
bilmezseniz muhtemelen görmeniz de imkansız. Biz de dolaşırken şans eseri
buluyoruz anıtı. Aslında bir anıttan ziyade, Tuna Nehri kenarında sahiplerini
bekleyen demirden ayakkabılar bunlar. Anıtın bulunduğu yer gün batımında
Budapeşte’nin en güzel manzarasını sunuyor bizlere.
Gece Budapeşte
Gece Budapeşte
Budapeşte hep dediğim
gibi geceleri çok güzel ve ışıl ışıl. Hop on hop of otobüslerle ya da yürüyerek
geceleyin Budapeşte’yi gezin. Otelinize dönüp uyumak aklınıza bile
gelmeyecektir.
Budapeşte’de
Yapılacaklar
Tuna Nehri, gerçekten
çok güzel bir manzaraya sahip sakin bir nehir. Mutlaka tekne turu yapın ve
mümkünse bunu akşamüzeri yapın. Budapeşte hep dediğim gibi geceleyin gündüz
olduğundan çok daha güzel.
Macarların yemyeşil
doğaları ve yine yemyeşil parkları var. Macar gençleri ile birlikte parklarda
dinlenin, yemyeşil çimenlerin üzerinde içkinizi için.
Budapeşte’de gerçekten çok
güzel kafeler yollarda sıralanıyor, çiçekler içindeki bir kafede oturup
şarabınızı için.
Margaret Adası, Tuna
Nehri’nin kuzeyinde oldukça etkileyici, yemyeşil bir ada. Ada özellikle
çocuklar için spor okulları bulunduruyor. Gezebileceğiniz fazladan bir gününüz varsa
mutlaka uğrayın, pişman olmazsınız.
Budapeşte sokaklarında
dolaşın hatta bazen kaybolun. Sokaklarda oldukça ilginç detaylar sizi karşılayacak.
Budapeşte’ye gelin,
gecesiyle gündüzüyle şehri gezin. Yeşiline, ışıltısına doyamayacaksınız.